Eş değiştirme nedir?

Eş değiştirme, benim için bir hayat tarzı. Kimi arkadaşlarım için ise haftasonu eğlence aktivitelerinden biri. Kişiye ve çifte göre değişken bir tanım yapabilirim. Dolayısıyla madem ki merakınız var, en iyisi kendiniz keşfetmeniz. Keşfetmenin en iyi başlangıcı da seks partilerinden birine katılmanız olacaktır. Türkiye’de Amerika veya Avrupa’daki gibi organize edilen seks partileri henüz yok. Ben 18 yaşımdan beri birden fazla erkekle beraber olma fantezisi kurardım. Tabii ki her ne kadar açık görüşlü, kadınların lider olduğu bir ailede büyümüş olsam da böyle bir fanteziyi dile getirmem dahi mümkün değildi. Arkadaşlarım prensesler gibi evlenmeyi düşünürken sadece bir erkekle ömrüm boyunca beraber olma fikri bende bilinmez korkuya neden oluyordu. Hep kişiliğimde veya büyütülüş tarzımda bir eksiklik olduğunu ve bu nedenle böyle sapıkça bilinen fantezilerin beni azdırdığını düşündüm. Ne zamanki Amerika’ya geldiğimde benim gibi düşünen ve düşündüğü gibi yaşayan kadınların var olduğunu websitelerinden buldum. Merak olunca keşif gerçekleşiyor. Sen de bu süreçtesin. Sudan çıkmış balık gibi şaşkın ve bir o kadar da sevinçliydim. O zamanki erkek arkadaşım Selim’i ikna ettim ve bir partiye gitmeye niyetlendik. Parti girişi faiş fiyatlıydı hem de bir o kadar meşakatli. Online olarak bulduğum partiye kabul edilmek için 3 tane boy ve yüz fotoğrafı, kendimiz hakkında bir kompozisyon yazmam gerekti. Birkaç gün sonra davetiye geldi. Selimle ilişkimiz, o zamanlarda düşüş noktasını geçmişti. Halen birbirimizi çok seviyorduk ama ayrılmaya yaklaştığımızın farkındaydık. Selim –bana sonradan söyledi- beni başkasıyla cinsel ilişkiye girerken görürse midesi bulanacağını ve bir daha benimle beraber olmak istemeyeceğini umarak partiye gitmeye niyetlenmişmiş. Süslenip gittik partimize. Buluşma yerinin adresi bir sokağın köşebaşıydı. Bize söylendiği üzere karanlıkta park edip 4lüleri yaktık. Servis bizi buldu ve 5 dakika uzaklıktaki 6 odalı, devasa bahçeli bir eve vardık. Kimliklerimiz kontrol edildi ve sonunda içerdeydik.

  Selim’le aramızla partide ne yapıp ne yapmayacağımızı konuşmadık, konuşmalıydık. İlk partide sadece el ele tutuşup olanları izleyebilirdik yada insanların ortasında sadece birbirimizle beraber olabilirdik. Ancak öyle olmadı. Tabii ki partide 25 yaşında iki gençi gören tüm çiftler bize ilgi göstermeye ve cilveleşmeye başladı. Parti katılımcıları çoğunlukla 30’lu yada 40’lı yaşlarda saçlar, makyaj, kostümleriyle, brozlaştırıcılarıyla, bembeyaz dişleriyle harikulade bakımlı ve güler yüzlü, çok mutlu görünen kadınlar ve erkeklerdi. Selim de ben de ne yapacağımızı tam olarak kestirmeden çiftlerden biriyle yakınlaştık. Bizden yaklaşık 20 yaş büyük, çaktırmadan agresif ve atılgan bir çiftti. Karısı Rio karnavalındaki dansçılar gibi parıltılı bir mayo giymiş ve saçına kocaman bir tüy takmıştı. Kadının, derin mavi gözleri ve baklava şeklinde karın kasları vardı. Kocası kovboylar gibi siyah deri giyinmiş ama içine pantolon yerine iç çamaşırı giymişti. Easy access! Biz ne olduğunu anlamadan Selim’le bir köşede bu çiftle sevişmeye başladık. Ben tek kişilik koltukta oturuyordum, kocanın dudakları bacaklarımın arasında. Selim ise koltuğun tepesinde ayakta, şeyi kadının gırtlağındaydı. Birkaç dakika sonra kafamı kaldırdığımda onlarca çifti bizi izleyerek birbirleriyle oynaştığının farkına vardım. O kanepenin üzerinde adamdaki iki prezervatifi arka arkaya kullanarak seviştim. Ne yazikki Selim’e prezervatif kalmadı. O kadar acemiymişiz ki seks partisine giderken prezervatif bile getirmemişiz. Ama karısı Selim’i gırtlağının içine boşalttı ve bir damlayı dahi ziyan etmedi. Hem Selim hem de ben de kalın bir Türk aksanı olduğundan herkesin sorduğu soru: ‘Where are you from?’ En korktuğum şey partide tanıdık yada tanımadık bir Türkle karşılaşmaktı. O nedenle herkese Rus olduğumuzu söyledik. Ayrılırken de Selim’in sahte isimlerimizde yarattığı email adresini verdik. Tabii ki sonradan başıma neler geleceğini bilseydim kendi email adresimi verirdim.